8 Mart 2012 Perşembe

Leonardo Da Vinci ( 1452-1519 )

LEONARDO DA VINCI

Here indeed is a name to conjure with. Wizard and magician he has been called by his contemporaries and by posterity. His was the most inquiring mind of all time, for he saw mystery everywhere and delved deep to solve it. He studied the earth and the sky. He was one of the first to divine that water had once covered the entire known world. He contemplated the heavens and recorded the movements of stars. He drew plans for flying machines and war-machinery and pipe-lines and cathedrals. He open himself; he drew the likenesses of the freaks of nature wherever he found them. He drew pictures of saints and madonnas and fauns and pagan folk out of fable and legend.

LA BELLE FERRONNIERE




It is surprising that Leonardo's extraordinary observations, so many of them revolutinonary in theory, did not influence his contemporaries more than history indicates. But it was only at a comparatively late date that his voluminous hand-written manuscripts were deciphered and published for an astonished world to contemplate. We can thus skip back over the centuries and examine as no kinsman of his might, the entire range of his prodigious achievement.

Works:

THE ANNUNCIATION

BEATRICE D'ESTE

HEAD OF ST. ANNE
MONA LISA
HEAD OF THE SAVIOR
THE LAST SUPPER


4 Ocak 2012 Çarşamba

Neve Şalom

Neve Şalom




Neve şalom ( barış vahası ) İstanbul'un en büyük Sefarad Sinagoğudur. 1951 yılında Galata'da kurulmuştur. 

21 Ağustos 2011 Pazar

Dionysos


Zeus'n oğlu olan bu zad ( dionysos) , mitolojide şarap tanrısı olarak bilinir.


                                

3 Haziran 2011 Cuma

MONA LİSA

Mona Lisa


 Leonardo da Vinci'nin  16. yüzyılda İtalyanın Floransa ( ölmeden önce görülmesi gereken memleket, tarihine diyecek yok ) kentinde kavak bir pano üzürine yağlı boya şeklinde resmettiği tablosudur. Adam bildiğimiz A4 kağıdına resmetmiş işte:)


Mona Kamil Amca!
Geçenlerde kız arkadaşımla İstiklal Caddesinde yürür iken, Mona lisa'nın her zaman ki gibi değiştirilmiş bir figürüne rastladım. Ahanda yukarıda ki:)  Dedim ki: " Gerçekten bokunu çıkardılar! Yapan adamın kemikleri sızlıyordur herhalde " Aslında bu konuda bana söz söylemek düşmez ancak böyle diyesim geldi. Bana katılanlar veya katılmayanlar olabilir ama ben yinede liboş yanımı göstererek millet eğlensin ...

Mona Lisa'nın orjinal tablosu
Bu arada tablonun yukarıda ki gibi orjinal halini Fransa'da bir müzede görmek isteyen kız arkadaşım inanılmaz uzun bir süre kuyrukta beklemiş. Ne demişler: Azimle zıçan daşı deler!

2 Haziran 2011 Perşembe

FİLATELİ

Galata Kulesi


Posta pullarının incelenmesi alanına verilen isimdir.Filateli ile ilgilenen kişilere ise Filatelist denir. Aslında filatelistlik koleksiyonculuk değildir. Pulun her yönden ( ilk basım tarihi, motifi ... ) kişi tarafından incelenmesi olayıdır. Ancak filatelistler arasında koleksiyonculuk yapanlarda vardır. Pulların koleksiyonunu yapanlara ise pul koleksiyoncusu denir:)


Trenleri severim:) çünki ...
                                     
Pulun ilk çıkış sebebiyle ilgili kısa bir hikaye var:
İngiltere’de 1840 yılında, genç bir adam başka şehirde yaşayan nişanlısına mektup gönderir. O tarihte mektup gönderen değil, alan kişi parasını öder. Ancak genç kız posta idaresine ücretini ödemez. İngiltere posta müdürü Rowland Hill, kızın yoksul olduğunu düşünür ve ücretini ödeyerek mektubu kıza uzatır. Genç kız çekinerek, “Boşuna aldınız, içi boş” der. Nedenini soran Rowland Hill’e genç kızın cevabı daha da ilginçtir: “Mektup nişanlımdan ve biz mektubun üzerine işaretler koyarak ücretsiz haberleşiyoruz.”Bu olay üzerine Posta İdaresi, ücreti alıcının değil, göndericinin ödemesi kararını alır. Böylece ilk pul basılarak mektupların üzerine yapıştırılır.
               Koleksiyoncuk, 1840 yılında basılan ve kraliçe figürlerinin yer aldığı pulların kullanımıyla başlar. Genç bir ev kadını kendisine ve komşularına gelen mektupların üzerindeki pulları evinin duvarlarına yapıştırır. Pul koleksiyonculuğu böylece başlamış olur.


Türkiye'de ilk resimli pul. Londra'da bastırılmış. Edirne Camii-1913


PATİKA


Patika nedir ya diyenlere;
 Benim çocukluğumda ayaklarıma dikenler batmasın veya daha kolay gidebilmek için sürekli kullandığım, insanların veya hayvanların sürekli aynı yolu kullanması sonucu ezilerek oluşan uzun veya kısa yollara denir.
Neden blogun adını patika koydum!
Sadece çocukluğumdan esinlendiğim için değil. Kelime olarak ve anlam olarak çok sempatik geldiği içindir:) Ben yazmayı beceremem ancak herkes gibi bende aklıma gelenleri burada paylaşmak istiyorum:)
Kolay gele...